Geçenlerde bir söz duydum, bir tanıdığım Amerika'da bir ilan görmüş:
"Neden yarı ölü yaşıyorsunuz, 50$'a bu işi hal edebiliriz", yazıyordu.
Etrafımda bir baktım, bu ilanın sahibi çevremde yaşıyor olsaydı zengin olurdu diye düşündüm. Maalesef eminim bir çoğunuz bana katılacaktır.
Bir bakın çevrenizdeki insanlara, sabah kalk, kahvaltı bile yapmadan yola çık, işe git, akşam eve gelince yorgunluktan doğru düzgün bir yemek bile yapmadan oturuyorsun sofraya. Sessiz bir yemek, sonra televizyonun karşısında otur, belki de bilgisayarın karşısında. Evli olanlar için de bu durum pek farklı olduğunu sanmıyorum. Paylaşım yok, birbirinden kopuk bir hayat, sonuç... En ufak kavgada ne kadar farklı olduklarını, birbirini anlamadıkları suçlamaları ile kavga ederek ayrılıyor insanlarlar.
Eskiden akşamları bir yerlere gitmek, arkadaşların, akrabaların, sevdiklerin ile bir arada olmak için can atıyordu insanlar. Şimdi ise, kaçırmak istemedikleri bir dizi için misafir kabul etmeyenler bile var. Veya evim dağılacak diye, kirlenebilir diye, kimsenin evlerine gelmesini istemeyenler.
Kızım üç yaşında, ama dünyanın en tatlı, en zeki çocuklarından biri olduğunu düşünüyorum (her anne gibi). Haftasonu kalktığımızda: "Bugün nereye gidiyoruz anneciğim", diye soruyor. Hoşuma gidiyor, çünkü kızım bizim çok gezmemizden kesinikle rahatsız değil. Bunu yazma sebebim sadece birçok insanın sırf çocuğum küçük diye evden dışarıya çıkmamasıdır. Çocukları kendi istediklerimizi yapınca kendimizi rahatlatmak için alet ediyoruz sadece, bizim düşüncelerimizin kalıpları içerisine almaya çalışıyoruz, ama onları tanımaya çalışırsak anlayacağız ki, her bir çocuk yeni şeyler keşfetmeye çok ama çok meraklıdır. Aslında bizim biraz onlardan bir şeyler öğrenmemiz lazım.
Düşünüyorum, öyleyse varım ??? |
"Düşünüyorum, öyleyse varım" sözünü hepimiz biliyoruz. Yukarıdaki karikatüre bakıp bir daha kendi hayatımızı gözden geçirelim.
1. düşünüyor muyuz ??
2. öyleyse var mıyız ??
Ben bir konuda daha düşündürmek istiyorum, yarın ölecek olsak, neler için pişmanlık duyardık? Kaç sene yaşadık gerçekte? İyiki bu hayatı yaşadım, der miydik? Ve bir anne olarak benim için en önemlisi, çocuklarıma nasıl bir miras bıraktık? Burada paradan söz etmiyorum, benim örnek olduğum ve muhtemelen onun da böyle gördüğü için böyle yaşayacağı hayattan bahsediyorum. Onun da örnek olduğumuz hayatı yaşamasından memnun olur muyduk, bunu yaşarsa o da mutlu olur muydu?
Mart ayın son haftasındayız, ilkbaharı yeni yeni hissediyoruz. Dilerim herkes hayatında da ilkbaharı hissetmeye başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder